Hastanemiz Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uz. Dr. Hamdullah Cem KAÇMAZ, çocukluk çağında görülen kanser hakkında açıklamalarda bulundu. Kanserin tek bir hastalık olmaktan ziyade çocukluk çağında yaş ve görülme yeri açısından yelpazesi geniş, tedavi ve yönetimi farklılıklar gösterebilen kronik bir hastalık olduğunu belirten Tunceli Devlet Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Hamdullah Cem KAÇMAZ, “Erişkin yaştaki kadar sık görülmese de kanser, çocukluk çağında da görülebilmektedir. Günümüzde tüm kanserlerin % 0,5-2 lik kısmı 15 yaş altında görülmekte olup ülkemizde ise her yıl yaklaşık 3000 çocuk kanser tanısı almaktadır.” diyerek açıklamalarına devam etti.
Ailesel Yatkınlıklar ve Çevresel Faktörler Önemli Rol Oynamaktadır
Kanser sürecinde ailesel yatkınlıkların ve çevresel faktörlerin önemli rol oynadığını vurgulayan hastanemiz doktoru Hamdullah Cem KAÇMAZ, “Kanser oluşum mekanizmasında anormal ve kontrolsüz şekilde hücre çoğalması söz konusudur. Hala araştırılmakla beraber en yaygın kabul edilen görüş tümör baskılayıcı genlerin etkisizleşmesi; tümör yapıcı genlerin ise aktif hale gelmesidir. Bu süreçte ailesel yatkınlıklar ve çevresel faktörler önemli rol oynamaktadır. lyonizan radyasyon, ultraviyole, bir takım kimyasallar, enfeksiyona yola açan bazı virüsler, ağır metaller, petrokimya ürünleri, solvent çözücüler, pestisitler gibi birçok etkenin farklı kanser tipleri için risk oluşturduğu saptanmıştır” açıklamasında bulundu.
Ayrıca çocukluk çağı kanserlerinin tutulum yeri açısından farklılıklar gösterebilceğini, 5 yaş altında daha çok embiyolojik kökenli tümörler ve iç organların kanserleri görülürken; 5 yaş üzerinde lösemi ve daha ileri yaşlarda ise lenfomanın daha sıklıkla görülebileceğinin altını çizdi.
Kanser Birçok Hastalığı Taklit Edebilir
Çocukluk çağı kanserlerinde belirli ve bulgular kanserin tutulum yerine göre değişim gösterebileceğini ve bu açıdan bakıldığında başvuru şikayeti olarak kanserin birçok hastalığı taklit edebileceğini belirten Doktor KAÇMAZ, “Genel anlamda kilo kaybı, düşkünlük, kemik ağrıları, nedeni açıklanamayan ateş, cilt/mukoza/burun kanamaları veya kolay morarma, eklem şişliği gibi bulgular kanserlerde sık görülen şikayetlerdir. Bununla birlikte organ tutulumlu kanser türlerinde tutulan organa bağlı olarak baş ağnsı, fışkırır kusma, bilinçte bozulma, görme/konuşma bozuklukları, nöbetler, diş eti şişliği, bölgesel kitleler gibi daha özgül bulgular da görülebilir” diye konuştu.
Erişkin Kanserlerine Oranla İyileşme Oranı Daha Yüksek
Erişkinde olduğu gibi çocuklarda da kanserlerin tek tip tedavisi bulunmadığını ve erişkinlere oranla iyileşme oranının daha yüksek olduğunu söyleyen Doktor KAÇMAZ, “ Tedavi türü her hastaya özel planlanmaktadır. Tümörüntürü, yeri, yaygınlığı ve hastanın yaşı gibi birçok etken göz önünde bulundurularak tedaviye karar verilmektedir. Başta kemoterapi ve radyoterapi olmak üzere bazı kanser türlerinde gerektiğinde kemik iliği nakli, organ nakli veya cerrahi yolla tedavi uygulanmaktadır. Erişkin kanserlerine oranla çocukluk çağı kanserlerinde kür denilen tam iyileşme oranının daha yüksek olduğu görülmüştür” ifadelerini kullandı.
Ailelere ve Doktorlara Önemli Görevler Düşmektedir
Hastalık hakkında toplumsal bilincin artırılması ve çevresel risk faktörlerinin azaltılması ile bazı kanser türlerinden korunmanın ve sıklığını azaltmanın mümkün olabileceğinin üstünde duran Uz. Dr. Hamdullah Cem KAÇMAZ, “Genetik temelli kanser türleri başta olmak üzere erken tanı ve tedaviye erken başlanmasının sağ kalımı ve tam iyileşme oranlarını artırdığı görülmüştür. Bu açıdan ailelere ve çocukları muayene eden doktorlara öncelikli görev düşmektedir. Özellikle sigara maruziyeti başta olmak üzere çevresel risklerin tanınarak en aza indirilmesi ve çocuğun korunması aile tarafından sağlanmalıdır. Kanser tanısı almış çocukların takip, tedavi ve enfeksiyon kontrollerinin iyi şekilde sağlandığından emin olunmalıdır. Hekim boyutunda ise kanserin her türlü hastalığı taklit edebilen bulgulara sahip olduğu, açıklanamayan bulgular ve klinik bir şüphe varlığında ileri araştırmanın veya yönlendirmenin gerekliliği tüm hekimlere göz önünde bulundurulmalıdır” diyerek sözünü noktaladı.